İki yeni ölümcül otonom araç kazası daha: Hayat bu kadar değersiz olmamalı!
Otonom sürüş teknolojisi hayal dünyalarında yaşayan insanları çok mutlu ediyor olabilir ama bu teknolojinin bir anlık hata yapması, tonlarca ağırlığındaki araçların yüksek hızlarda ölümcül kazalar yapmasına sebep olabiliyor. Peki burada suçlu teknoloji mi yoksa direksiyon başında film seyredip sosyal medyada gezmeye hevesli olan sürücüler mi?
İnsanoğlu, henüz kendini kanıtlamamış bir teknolojiye hayatını teslim etmeye o kadar meraklı ki, üreticilerinin bile “güvenmeyin” dediği otonom sürüş teknolojileriyle Rus ruleti oynamaya devam ediyorlar. Kısa süre önce bir Tesla sürücüsünün direksiyon başında oyun oynadığı sırada bir motosiklet sürücüsünü ezip öldürmesinin ardından bu kez de bir Ford Mustang Mach-E sürücüsü ölümcül bir kazaya sebep oldu.
ABD’nin Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği İdaresi (NHTSA), Ford’un iki otonom aracının, yolun sağında hareketsiz duran araçlara çarpması üzerine soruşturma başlattı. Bu iki kaza da sürücülerin ölümüyle sonuçlandı. İki kaza da çok ibretlik birer vaka anlamına geliyor zira, sürücüler yolu izlemeyi bırakmasalar, direksiyondan elini çekmeyip aracın kontrolünü bırakmasalar, kolayca durabilecekleri bir durumdaydılar. Ama ne yazık ki, “otonom sürüş teknolojisine” koşulsuz güvenerek hayatlarını teslim ettikleri için artık aramızda değiller.
Oysa otonom araçlar üreten firmalar, müşteriye aracı teslim ederken, bu teknolojinin aracın kontrolünü bırakmak için yeterli olmadığını, olası acil durumlarda kaza yaşanmaması için yapay zekanın gerçekleşecek kazayı önceden algılayıp önlem almasını sağlayacak bir tür “sürüş asistanı” olduğunu hatırlatıyorlar.
Hatta daha da ötesi, bu teknolojinin park yaparken yardımcı olması, sıkışık trafikte, trafik ışıklarında dur kalk yapmaktan yorulan sürücülerin işini kolaylaştırması için araçlara entegre edildiğinin altını çiziyorlar. Ancak sürücüler inatla, yüksek hızda hareket ederken tonlarca ağırlığındaki araçları bu kendini ispatlamamış ve hala büyük açıkları olan teknolojiye hayatlarını teslim etmeyi seçiyorlar. Anlaşılması çok güç bir seçim bu…
Ford’un BlueCruise otonom sürüş teknolojisi bile henüz yeterli değil
Öte yandan Ford’un otonom sürüş teknolojisi, BlueCruise, piyasadaki en güçlü otonom sürüş teknolojisi olarak kabul ediliyor. Otonom sürüş teknolojilerinin test edildiği bir araştırmada BlueCruise 84 puan alarak birinci olurken, aynı testte Mercedes-Benz ve Tesla sırasıyla 72 ve 61 puan aldı. Test kriterleri arasında genel performans, sürücüyü meşgul etme yeteneği, kullanım kolaylığı, yanıt vermeyen sürücülerle başa çıkma ve teknolojinin ne zaman kullanımının güvenli olduğu konusunda netlik sunmak gibi kriterler yer alıyordu.
Bu testte birinci olan teknoloji bile sadece 84 puan alırken, sürücüler her yolculukta onları ölüme götürebilecek 16 puanın varlığını kabul ederek aracın kontrolünü yapay zekaya bırakıyorlar. Diğer bir deyişle, her araç yolculuğunuzda %16 ölüm riski alıyorsunuz. Bu “ölümcül riskin” Mercedes otonom araçlarında 28 puan, Tesla’da 39 puan olduğunu da hatırlamak lazım. Diğer bir deyişle %28 ve %39 ölüm riskini kabulleniyorsunuz. Rus ruleti oynarken ise ölüm riskiniz sadece %16.
Ford elbette gelişmiş teknolojisine güveniyor ve Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği İdaresi (NHTSA) ile soruşturma konusunda iş birliği yapacağını da açıkladı. Otomobil endüstrisinde otonom sürüş teknolojilerine yatırım yapan üreticilerin harcadığı emek ve geliştirdiği ürünlere bakınca, güvenilir bir teknolojiye ilk ulaşacak şirketlerin başında Ford’un geleceği de anlaşılıyor. Şirketin, bu teknolojinin testlerinde rakipleriyle arasına büyük fark koyduğunu görebiliyoruz.
Ancak otonom sürüş teknolojisine sahip otomobilleri kullanan sürücülerin artık şu gerçeği net şekilde anlaması gerekiyor: Bu teknoloji henüz hayatlarımızı teslim edeceğimiz kadar gelişmedi. Otomobil üreticileri bir gün o teknolojik seviyeye ulaşacaklar ancak teknoloji henüz “direksiyondan elimizi çekmeden, gözümüzü yoldan ayırmadan” kullanabileceğimiz ilk emekleme dönemlerini yaşıyor.
Bu gerçeği kabul edemeyen herkesin hayal dünyalarında yaşadığını ve bu “yetişkin olma ehliyeti” olmayan insanlara tonlarca ağırlığındaki araçları kullanma ehliyeti vermenin büyük bir hata olduğunu unutmayalım.